MİNARE MODELLERİ ARASINDA İLKLERE ÇIKAN ÇELİK MİNARE
Minareler Ülkemizde camilerle birleşik veya camilerden ayrı olarak inşaa edilen uzun ve ince olan yapılardır. Minareler ülkemizde müslümanlara ezanı duyurmak için çağrı yapılan yerdir. Bununla birlikte ülkemizdeki camilere de estetik bir görünüm kazandırmaktadır. Minarelerin eski çağlardan beri yani M.Ö dayanan bir geçmişi vardır. O çağlardan itibaren birden fazla şekilde günümüze gelmiştir.
Türklerde minare inşaası, Selçuklularla başlayıp. Zamanla şehirleri süsleyen ve ülkenin varlığını ispatlayan narin ve nazik yapılar halini almıştır. Minare, en ahenkli ve en güzel şekline, Osmanlı devrinde, mimari sanatının zirveye ulaştığı on altıncı asırda mimar Sinan zamanında ulaşmıştır. Türkiye terminolojisinde minare, temel kısmından başlamak üzere kürsi (kaide), pabuç (kürsiden gövdeye geçiş kısmı), gövde, şerefe, petek (şerefenin üstündeki gövde kısmı) külah ve alem kısımlarından ibarettir.
Bazı camilerin ahşap, tahta minareleri hariç, umumiyetle devirlere göre tuğla, taş, ahşap ve
çelik minare olarak yapılmıştır. Minarelerin harici şekilleri genelde caminin üslubuna uyacak şekildedir. Bazılarının sathı düz, bazılarının boydan boya uzun asabalarla süslüdür. Minarelerin gövde ve petekleri, burmalı, yivli, oluklu olarak da yapılmıştır. Zamanla minarelerin boyları yükselmiş ve gövdeleri incelerek zarafeti bir kat daha artmıştır. Edirne Selimiye Camii minareleri 70,89 m yüksekliğinde olup, 3,80 m kalınlığındadır. Üç şerefesine ayrı merdivenlerle çıkılmaktadır. Süleymaniye minaresi 63,80 m Şehzadebaşı 41,54 metredir.
Şu zamanda minare inşaatının gelişmesiyle ülkemizde çelik minare modelleri kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde kullanılan çelik minare ürünleri istenilen her türlü modelde üretimi yapılmakta istenilen her araziye kurulmakta, zahmetsiz ve maliyeti düşük olmasından dolayı çelik minare modelleri tercihler arasına kolaylık girmektedir bununla kalmamakla birlikte çelik minareler sağlamlık bakımındanda depreme dayanıklıdır uzun ömürlü ve bakımada gerek duymaz.